Hasan Saltık yapılmayanı yapmış, yayınlanmayanı yayınlamış, kültür hayatımıza başka pek kimsenin yapmadığı kadar iyilikte bulunmuş birisidir…

Daha geçen ay aramış, “Bodrum’a gelip gidiyorum buluşalım içelim” demişti. Bodrum’a gelmiş aramamış; ölmüş. Kalp krizi geçirmiş. Nilüfer Hanım’la hastaneye giderken yolda ölmüş.

Bu o kadar acayip bir durum ki telefon edesim var kendisine sormaya bu nasıl oldu diye. Kalbim ağrıyor. Kötü haberlerimin çoğunu ağlayarak veren insan, canım kardeşim Murat (Meriç) dün gece uyumak üzereyken mesaj attı. Hâlâ inanamıyorum.

1994’te Pan Yayıncılık’tan yayınlanan Türkiye’de Pop Müzik, Bir İnfilak Masalı kitabım için Hasan’la söyleşi yapmıştım. O vesileyle tanışmıştık. Hasan orada Kalan Müzik’in stratejisini anlatmıştı. Özetle “Tarkan yayınlayanın Tarkan’ı biterse batar. Ben hep satan şeyler yayınlayacağım. O kadar çok hep satan çeşidimiz olacak ki sürekli Tarkan üretiyor gibi olacağız” demişti. Aynen öyle yaptı. Her büyük hareketinde de beni bir telefonla arayıp o mikrofonik sesiyle “oooooğlum sana ne demiştim” diye başlayan konuşmalar yaptı. Çocuk gibiydi Hasan.

Hakikaten çocuk gibiydi. Çok becerikliydi. Aşırı becerikliydi. Çok biriktirirdi. Çok insan tanırdı. Zaten işini büyük oranda sosyalliği sayesinde yapmıştı.

Şapka uçurtucu hikayeleri vardı. Bir kısmını “yok artık” , “abartma” filan gibi laflar etmeden dinlemek olanaksızdı. Hakikaten çok enteresan hikayeleri vardı. Dünyanın dört bir yanında. Devlet görevlilerinden ultra zenginlere, devrimci efsanelerden üst düzey politikacılara. Neler neler. Kimler kimler.

Bir de Hasan iyi bir insandı. Çevresine sürekli yardım ederdi. Sürekli. Bana çok yardımı oldu. Size en sevdiğim hikayesini anlatayım. Neşet Ertaş’ın bütün haklarını almış, sonra gidip korsanlarını tek tek mahkemeye vermiş, gelen parayı Neşet Ertaş’ın önüne yığmıştı. Ertaş o vakit parasız, düğün salonlarında çalan kendi halinde bir dervişti. Hayatı değişti birden. O kadar memnun olmuştu ki her konserinde defalarca teşekkür etti Hasan Saltık’a. Son yıllarını Hasan sayesinde mutlu geçirdi. Saltık da o teşekkür ettikçe üzerine düşeni yapardı tabii. Mahçup olurdu. Evet o enerjik halinin içinde bi mahçup yanı da vardı. Bunu belki ben bunu öyle görürdüm bilmiyorum.

Son olarak. Hasan yapılmayanı yapmış, yayınlanmayanı yayınlamış, kültür hayatımıza başka pek kimsenin yapmadığı kadar iyilikte bulunmuş birisidir. Sevabı buradan köye yol olur. Herkesin bu hayatta hata yapma hakkı vardır. Hasan’ın Sabah gazetesine konuşmasına ben de kızmıştım. Keşke herkes Hasan kadar iyilik yapsa bize de sonra gidip Sabah gazetesine konuşsa. Günahı da bu olsa. O yüzden Hasan’ı bu konuda bugün bari rahat bırakın lütfen.

İyi ki yaşadın güzel kardeşim. İyi ki hayatımıza girdin. Hayatımızı değiştirdin. İyi ki tanıştık, arkadaş olduk, birbirimizi kolladık, bol bol pahalı Lagavulin’ler içtik. Bizi defalarca güldürdün, eğlendirdin.

Gazete Duvar